Antik Mısır, Hint, Arap ve Yunanlılar tarafından tamamlayıcı tıp yöntemi olarak kullanılan sülük tedavisi; cilt hastalıkları, diş problemleri, sinir sistemi sorunları, iltihaplanmalar ve daha pek çok sağlık probleminde uygulanmaktadır. Sülük tedavisi, yakın bir zamana kadar dünyanın pek çok yerinde yaygın olarak kullanıldı. Örneğin, yalnızca İngiltere’de, 1831 yılında tedavi amaçlı 50.000 sülük kullanıldı.
Bugün, hala pek çok doktor tarafından kullanılan sülük tedavisi; bir süre düşüş yaşadıktan sonra 1970’li yıllardan itibaren yeniden popülerlik kazanmaya başladı ve pek çok hastalığın tedavisinde başarı ile kullanıldı. Sülük tedavisi, bazı durumlarda cerrahi uygulamalardan sonra da kullanılmaktadır. Sülükler; konulduğu bölgelerde kan akışını arttırmaya yardımcı olurlar böylece daha hızlı bir iyileşme gerçekleşir.
Sülük tedavisi; genellikle ağrısız olan bir ısırık ile başlar (sülüklerin salgıladığı enzimler hafif bir anestezik etkiye sahip olduğu düşünülmektedir). Sülükler yaklaşık 30 dakika içinde 5-15 ml arasında kan emerler.
Sülük tedavisine başlamadan önce, ayrıntılı bir değerlendirme yapılmalıdır. Ayrıca uygulamayı yapan kişinin; arteriyel yetmezlik ile venöz tıkanıklık arasında ayrım yapabiliyor olmalıdır. Arteriyel yetmezlikte doku; soluk ve kabarıktır. Venöz tıkanıklıkta, doku mor renkte görünür ve dokununca gergin ve acı verici olabilir.
Sülük tedavisi, venöz tıkanıklığı azaltabilse de, arteriyel yetmezliğin olması durumunda ters etki gösterebilir.
Hastaya ayrıca; vitamin, bitkisel takviyeler ya da ilaç kullanıp kullanmadığı da sorulmalıdır. Bazı ilaçlar, aşırı kanama riskini arttırabilir ya da bağışıklığın tepkisini azaltabilir. Örneğin, yüksek E vitamini bağışıklığı baskılayabilir. Ya da bazı bitkisel takviyeler ve aspirin gibi ilaçlar da kanama riskini arttırabilir.
Ayrıca, tedavi sırasında damarların kasılması riskini azaltmak için kafein alımına ara verilmelidir. Ayrıca, sigara içmek ve hatta pasif içici olmak da tedavinin ters etki göstermesine neden olabilir. Tedaviye başlamadan önce; uygulanacak sülük sayısı, sülüklerin nereye yerleştirileceği ve tedavinin sıklığı doktor tarafından belirlenmelidir.
Eski Mısır’da sülük tedavisi; sinir sistemi, iltihaplanma ve enfeksiyonlar, diş hastalıkları ve cilt hastalıklarının tedavisinde kullanıldığı için zengin bir geçmişe sahiptir. Kirli olan kanın sülükler yardımıyla vücuttan atılmasını sağlayan tedavi; kanın genellikle zararlı olmayan bir hızda akmasını ve hastanın hastalığından kurtulabilmesini sağlar.
Sülük tedavisi, pek çok durumda kullanılmaktadır. En ilginçlerinden biri, bacaklardaki kan dolaşımını iyileştirmesidir. Yeniden damarlanma(revaskülarizasyon) ile düzelmeyen ciddi arter hastalığı olan hastalar da tedavi edilmektedir. Dolaşım bozuklukları ve kalp ve damar hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır. Ayrıca;